Bizler, her zaman sevinçlerimiz daim olsun, hüzünlerimiz kısa sürsün unutulsun isteriz.
Sevinçlerin
ve güzelliklerin hâkim olduğu bir yıl yaşamışsak hiç bitmesin isteriz.
Sevinçlerin
yerini hüzünlerin aldığı bir yılın bitmesini ise iple çekeriz.
Artık
bitmesine sayılı günlerin kaldığı 2020 yılı adeta kâbusa dönüştü.
Daha yeni
yıla henüz adımımızı atmıştık ki 24 Ocak’ta Elazığ’da meydana gelen depremde 41
vatandaşımızı kaybettik.
Depremin
yaralarını sarmaya çalışırken bu defa 4 Şubat’ta Van’daki çığ faciasında
yine 41 kişi yaşamını yitirdi.
İdlib’de 3 ve
27 Şubat tarihlerinde toplam 39 şehit verdik.
5 Şubat’ta
Sabiha Gökçen Havalimanı’na inen özel uçağın pistten çıkmasıyla 3 yolcu
hayatını kaybetti.
Çin’den hızla
dünyaya yayılan Covid-19 vakası ilk kez 11 Mart’ta ülkemizde görüldü.
17 Mart’ta da
ilk ölümlü vaka yaşandı.
Bunlar da
yetmezmiş gibi Sakarya Hendek`te 3 Temmuz’daki havai fişek patlamasında 7, Giresun’da
23 Ağustos’taki sel felaketinde de 10 vatandaşımızı kaybettik.
Hala devam
eden Covid-19 pandemisi nedeniyle bugün itibariyle tam 16 bin 646 vatandaşımız
aramızdan ayrıldı.
Bu illetin
pençesine yakalanan ve durumları ağır olan 5 bine yakın vatandaşımız da
hastanelerde şifa bekliyor.
Bunlara; felaketlerde
yaralananların sayısını, iplik iplik akan ve hala dinmeyen gözyaşlarını, yetim
kalan çocukların dramı ile çocuklarını kucaklayamayan ebeveynlerin yüreklerdeki
acılarını da eklerseniz durumun vahametini düşünemiyorum bile!
Tabi, Kdz.
Ereğli açıklarında doğalgaz rezervinin keşfedilmesi, milli elektrikli
otomobilin üretilmesi ve kardeş ülke Azerbaycan’ın Karabağ Zaferi gibi milletçe
gurur ve sevinç duyduğumuz gelişmeler de yaşandı.
Ancak diğer
hadiselerde yitirilen canlar nedeniyle sevinçlerimiz hep buruk kaldı.
Neyse ki
yılbaşı yaklaştı, bu kâbus dolu 2020’yi uğurlamaya az kaldı.
Anadolu
tabiriyle de salası verildi, suyu ısındı!
Bu yıl, ilk
defa Covid-19 temalı bir yılbaşı gecesi bizi bekliyor.
Her hafta
sonları olduğu gibi yılbaşı gecesi de sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak.
Bu durum,
seküler hayat tarzında yılbaşı gecesi ev ev gezerek çocuklara hediyeler bıraktığına
inanılan Noel Baba’yı olumlu etkileyecek!
Anadolu’nun
bazı şehirlerinde gençlerimiz, kurguladıkları oyunlarla Türk örf ve adetlerine
aykırı gördükleri Noel Baba’yı bir daha gelmemesi için temiz dayaktan
geçirirlerdi.
Bu
yılbaşındaki sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle ülkemize gelemeyecek olan Noel
Baba dayak yemekten de kurtulmuş olacak(!)
Neyse…
Sevinciyle
hüznüyle bir yılı daha geride bıraktık.
Yeni yılın
tüm insanlığa sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini dilerim.