Bugüne kadar Covid-19 hakkından çok yazılar yazdım, çok hikâyeler anlattım.
Fakat bir gün kendimin bu hikâyenin kahramanı olacağımı hiç
düşünmemiştim.
Aldığımız tedbirlerle Covid-19 birinci dalgada bizi teğet
geçmişti.
Yaz sonu başlayan ikinci dalganın da teğet geçeceğini
bekliyorduk ki hiç istemediğimiz o misafir bizim de kapımızı çaldı.
Bu illete yakalanmam benim için büyük sürpriz olmuştu.
Öyle ya!
Tanıyanların çok titiz ve dikkatli olduğumu söylediği bir
kişi nasıl olur da Covid’le tanışmak zorunda kalabilirdi?
Neyse, ‘Mevlam neylerse güzel eyler’ deyip kapımıza dayanan
istenmeyen misafiri mecburen buyur ettik(!)
Aslında böyle bir misafirin kapımıza dayandığını anlamak da
hiç kolay olmadı.
Üşüme ve halsizlik belirtileri hızlıca bedenimi istila
etmişti.
Bu durumu da her zamanki gibi mevsim değişikliği ve
gece-gündüz arasındaki ısı farklılığına bağlamıştım.
Ancak bilinçaltına yerleşen Covid şüphesiyle soluğu tam
teşekküllü özel bir hastanede aldım.
Saçlarına aklar düşmüş tecrübeli mütehassıs hekimimiz, kan
tahlillerinin yanı sıra ciğerlerde Covid-19’un olup olmadığını tespit etmek
için tomografi istemişti.
Kan örneklerinin ardından çekilen tomografi sonucu anında
hekimin bilgisayarına gönderildi.
Merak ve endişeyle karışık ruh halim ve olabildiğince hızlı
adımlarla hekimin odasına ulaştım.
Hekimimiz, ben kapıdan girene kadar çoktan incelemesini
tamamlamıştı. Maskeli haliyle tam olarak tanıyamadığım yüzünü bana dönerek “İbrahim Bey, gözünüz aydın, ciğerleriniz
tertemiz” diyerek bana o beklediğim müjdeyi veriyordu.
Birkaç saat sonra çıkan kan değerlerim de normal görülmüş, hekimin
yazdığı besin takviyesi ihtiva eden ilaçlarla birlikte evin yolunu tutmuştum.
O da ne!
Evde eşimde de benzer etkiler görülmeye başlamıştı. Mecburen
yine soluğu hastanede aldık.
Eşime çekilen tomografide başlangıç seviyesinde de olsa ciğerlerinde
Covid-19 gözlemleyince tablo değişti. Suratımız asılmış, moralimiz tarumar
olmuştu. Umutların yerini korku ve endişe alıyordu.
Hekimin önerisiyle bu defa kendimizi Covid testi için
ilçedeki pandemi hastanesinde bulduk. Testlerimiz yapıldıktan ertesi günü
sabahında telefonumuza ikimizin de “POZİTİF”
olduğu mesajı geldi.
Biz de artık birer Covid’li olmanın şokunu yaşıyorduk.
Çok geçmeden dakikalar içinde kapımız çaldı.
Astronotları aratmayan kıyafetleriyle kısa süre içinde
kapımıza gelen Filyasyon ekibiydi.
Kendilerinden Covid-19 için özel olarak üretilen Favicovir
adındaki ilacı aldık. Karantina ve
tedavi süreciyle ilgili öneri ve uyarılarını dinledik.
Filyasyon ekibinin ardından telefonum saatin zembereğini
aratmayacak şekilde art arda çalmaya başladı.
Mahallemizin muhtarı, aile hekimimiz, karantina ekibi, Alo
182 ve Sağlık Müdürlüğü arayarak bilgilendirme yapıyor, bu süreçte bize kolay
ulaşabilmeleri için telefonumuzun daima açık tutulması isteniyordu.
Telefonla konuşma kısıtlanınca arayan çok sayıdaki dostumuza
cevap vermememin üzüntüsünü yaşadım. Onlarla sosyal medya üzerinden iletişim
kurduk.
Böyle zor zamanlarda arayıp soran dostlarınızın varlığı,
onların geçmiş olsun dilekleri yaptıkları dualar size gerçekten güç ve kuvvet
veriyor. Kazandığınız yüksek moralle iyileşmeniz hızlanıyor.
Tavsiyem odur ki, dostlarınız Covid’e yakalandığında
özellikle halsizliğin pik yaptığı ilk beş günde onları telefonla aramayın. İyi
dileklerinizi sosyal medya üzerinden mesajla iletin.
“Kötü haber tez duyulur” denir ya, pozitif olduğumuzu öğrenen
uzak diyarlardaki oğlum ve gelin kızım hemen yola revan olmak istediler.
Kendileriyle yüz yüze görüşmenin mümkün olmadığını
belirterek, beyhude bir çaba içine girmemeleri hususunda ikna etmeyi başardık.
Düşünün! Hastalığın pençesine düşmüşsünüz ama siz evlatlarınızla
görüşemiyorsunuz.
İşte böyle bir illettir Covid denilen salgın!
Hastalığımızın ilk beş günü ilaç tedavisiyle, diğer günler normal
karantinayla geçti.
Sigara ve alkolden uzak beslenme alışkanlıkları ile
hekimlerin önerilerine riayet edişimiz, Covid-19’un üstesinden gelmemde ve
hafif şekilde geçirmemizde etkili oldu.
Ancak, bu illetin en hafifi bile sizin psikolojinizi
bozmaya, hayatınızı zehir etmeye yetiyor. Allah herkesin kapısından uzak
tutsun.
İşte böyle dostlar!
Biz Covid-19 belasının şimdilik üstesinden geldik. Şimdilik
diyorum, zira yeniden bizi ziyaret etmeyeceğinin garantisi yok. O nedenle temizlik, maske ve mesafeye devam.
Hayatımızdaki önemli hadiselerden biri olarak gördüğüm
Covid-19 sürecinde aile hekimi başta olmak üzere her gün arayan sağlık ekipleri,
muhtarımız ve dostlarımıza çok teşekkür ediyorum.
Böyle bir sistemi kurarak saat gibi çalışmasını temin eden
devletimle gurur duyuyorum.
Allah dostlarımızın sayısını artırsın, devletimize zeval vermesin.