Türkiye'de toplam 183 adet biyokütle elektrik üretim santrali var.

Bu santrallerin 43’ü lisanssız olarak faaliyet gösteriyor.

Teşvik kapsamında olduğu için yatırımcıların iştahını kabartıyor.

Çevre dostu gibi görünse de istihdam ve gelecek vaat etse de

habis bir ur gibi çevreyi yavaş yavaş ve derinden kirletiyor.

Sadece orman atıkları tüketilecek gibi kulağa hoş gelen iddialar, 

masum ve çevreci yaklaşım,

bir süre sonra yerini tam bir çevre talanına bırakıyor. 

Hammadde yetmeyince sanayi ve kentsel atıklar devreye giriyor.

Bu santrali sadece yatırımcısını mutlu ediyor.

Türkiye’nin son beş yılda 2 milyon ton plastik atık ithal

edildiği düşünüldüğünde tehlikenin boyutu daha iyi anlaşılacaktır.

Avrupa Birliği ülkelerinden İngiltere, Tayland ve ABD biyokütle santrallerine izin vermedikleri gibi kurulu santrallerini de kapatıyor.

Araştırmaların ortaya koyduğu veriler ise gerçekten ürkütücü!

1 megavat/saat elektrik üreten biyokütle santrali termik

santrallerden daha fazla kirletiyor.

✓ yüzde 150’den fazla azot oksit,

✓ yüzde 600’den fazla uçucu organik bileşen,

✓ yüzde 190’dan fazla partikül madde,

✓ yüzde 125’ten fazla karbon monoksit yayıyor.

Bu kirlilik 40 kilometre yarı çapında bir alanı etkiliyor!

2018 yılında Bursa’nın Karaağız Köyü’ne biyokütle santral kurulmak istenir.

Karaağız köylüleri santrali kurdurmamak için 342 gün aralıksız nöbet tutar.

Amansız bir mücadele ile santrale geçit vermezler.

Dava süreci tam 2 yıl sürer.

Mahkeme; santral faaliyete geçtiğinde çevre ve insan sağlığını etkileyecek kanserojen ve toksik oluşumlara neden olacaktır,

salınacak gazlar çocuklarda lösemiye yol açacaktır gerekçeleriyle

biyokütle enerji santralı kurulmasının önünü açan imar planını iptal eder.

Karaşar; Ankara’nın en büyük yaylalarına ve orman alanına sahip yerleşim yerlerinden biri. Endemik bitki türleri, hayvancılık ve meyvecilik potansiyeli ile göz kamaştıran bir belde.

Belde sakinleri özel bir şirket tarafından yaşam alanlarına yapılması planlanan Biyokütle Santralinden, sinsi bir şekilde yürütülen çalışmalardan haberdar olur olmaz harekete geçerler.

Karaşar Derneği yargı sürecini başlatır.

Dernek Başkanı Hüseyin Yıldırımer, Dernek Yönetimi, kanaat ve inanç önderleri

büyük bir mücadele ateşini yakmış durumdalar.

Santralden etkilenecek ilçelerden biri de Karaşar’a komşu olan Kıbrıscık.

Kıbrıscık Belediyesi, Kıbrıscık halkı bu mücadelede Karaşarlılara omuz veriyor.

Aynı destek Beypazarı’ndan da gelecektir.

Santral kurmaya hazırlanan özel şirket, nasıl bir çetin kayaya çarptığının farkında olmasa gerek!

Ne diyelim; bu topraklar Köroğlu’nu yetiştirmiş, Karaşar Zeybeği bütün dünyaya nam salmış.

Anlaşılan o ki Karaşar ve Kıbrıscık büyük bir çevre direnişi ile tarihe geçecek gibi görünüyor.

Hadi siz de omuz verin!

Hikmet Ertan